25 Ağustos 2013 Pazar

Kayaların Çözülmesi Ve Toprak Oluşumu

Kayaların Çözülmesi Ve Toprak Oluşumu

 A. KAYALARIN ÇÖZÜLMESİ
Üç şekilde gerçekleşir;
1. Fiziksel (Mekanik) çözülme
2. Kimyasal çözünme
3. Biyolojik (Organik) çözülme

1. Fiziksel (Mekanik) Çözülme
Kayaların kimyasal yapılarında değişim olmadan parçalanıp ufalanmasına fiziksel (mekanik) çözülme denir.
Fiziksel çözülmenin temel nedeni, gece ve gündüz arasındaki sıcaklık farkının fazla olmasıdır.
Gündüz ısınan kayalar genişler ve hacmi büyür. Gece ise soğuyarak daralır ve hacmi küçülür.
Her gün tekrar eden bu durum sonucunda kayalar çatlar, parçalanır ve ayrışır.
Çöller, Karaların iç kesimleri, Kutup altı bölgeler, Dağların yüksek kesimleri fiziksel (mekanik) çözülmenin fazla olduğu yerlerdir.

2. Kimyasal Çözünme 
Kayaların, bünyesindeki minerallerin su ve sıcaklığın etkisiyle ayrışmasına kimyasal çözünme denir.
Kimyasal çözünmede minerallerin kimyasal yapıları da değişir.
Günlük sıcaklık farkının az, nemliliğin ve yağışın fazla olduğu yerlerde görülür.
Ayrıca suda kolayca çözünen kayaların (kalker, jips, kayatuzu) bulunduğu yerlerde de kimyasal çözünme görülür.
Kimyasal Çözünmenin Yaygın Olduğu Yerler
Ekvatoral Bölge (Kongo ve Amazon havzaları)
Muson Asyası (Endonezya, Hindistan, Malezya, Doğu Çin)
Batı Avrupa ve Batı Kanada kıyıları olarak sıralanabilir.

3. Biyolojik Çözülme
Canlı organizmalar, bitki ve hayvanların etkisiyle oluşan çözülmeye biyolojik veya organik çözülme denir.
Örnek: Bitki kökleri veya toprak altında yaşayan solucan gibi canlıların çeşitli salgıları sonucunda oluşur.

B. Toprak Oluşumu
Toprak oluşumu çok uzun zaman alır.
Bu süre iklim özelliklerine, kayaların direncine ve kimyasal yapısına göre değişir.
1. İklim
2. Bitki Örtüsü
3. Yer Şekilleri
4. Anakaya (Materyal)
5. Zaman

1. İklim
İklim elemanlarından sıcaklık ve yağış toprak oluşumunu etkileyen en önemli faktördür.Sıcaklık farkının az ve nemliliğin fazla olduğu yerlerde kimyasal çözünme görüldüğünden toprak oluşumu kolaydır.
Sıcaklık farkının fazla ve nemliliğin az olduğu yerlerde fiziksel çözülme görüldüğünden toprak oluşumu zordur.
Ayrıca,
Yağışın fazla olduğu yerlerde, topraktaki tuz ve kireç oranı azdır.
Yağışın az olduğu yerlerde ise topraktaki tuz ve kireç oranı fazladır.

2. Bitki Örtüsü
Bitki örtüsü topraktaki verimliliği sağlayan organik maddelerin (humus) en önemli kaynağıdır.
Humus; toprağa karışan bitkilerin kök, dal, kabuk ve yaprakları sıcaklık ve suyun etkisiyle ayrışır.
Bu olay sonucunda humus oluşur.
Humus miktarı arttıkça toprağın besin değeri ve verimi de artar.
Bitkiler ayrıca eğimli sahalardaki toprağı tutarak erezyon tehlikesini azaltır.

3. Yer Şekilleri
Yükselti, eğim, bakı ve suyun sızma durumu (drenaj) toprak oluşumunu etkiler.
Genel olarak toprağın oluşabilmesi için yer şekillerinin sade veya az eğimli olması ve suyun yer altına kolayca sızabilmesi gerekmektedir.
Yükselti
Dağ yamaçları boyunca yükseldikçe sıcaklık ve yağış koşullarının değişmesine bağlı olarak farklı toprak tipleri oluşur.
Eğim
Eğimli arazilerde ayrışan anakaya parçaları eğim doğrultusunda kaydığı için toprak tabakası daha ince olur.
Bakı
Bakı faktörünün sıcaklık ve buharlaşma üzerindeki etkisine bağlı olarak dağların kuzeye ve güneye bakan yamaçlarında farklı toprak tipleri oluşur.

4. Anakaya (Materyal)
Anakayanın ayrışması ile toprak süreci başlar. 
Kalker ayrıştığında kırmızı renkli toprak oluşur.
Kiltaşı ayrıştığında sert ve işlemesi zor toprak oluşur.
Granit ayrıştığında taşlı kumlu toprak oluşur.

5. Zaman 
Toprağın oluşumu ve verimli bir yapıya sahip olabilmesi, binlerce yıllık bir süreç sonucunda gerçekleşir.
Nemli ve sıcak iklim koşulları altında toprak oluşumu, yüksek enlemlere ve yükseltinin fazla olduğu yerlere göre daha erken gerçekleşir.

Toprak Katmanları
Toprak oluşumunun ileri aşamasında yağışların ve yüzey sularının etkisiyle toprağın üst kısmı yıkanır.
Buradan taşınan mineraller (kil, kalsiyum, karbonat, demir bileşikleri vb.) toprağın alt kısımlarında birikir.
Böylece toprakta fiziksel ve kimyasal özellikleri bakımından farklı katmanlar (horizonlar) oluşur.

 
O KATI
Organik kat olup, çeşitli derecelerde ayrılmış organik madde ve humus bulunmaktadır.
A KATI
Güneşlenme, sıcaklık, su ve rüzgârın etkisiyle iyici ayrışmış durumdadır. Ayrıca organik madde bakımında da zengindir.
B KATI
Yıkanma sonucunda A katından ayrışan tuz, kil, kireç ve çeşitli organik maddeler birikir. Mineral bakımından oldukça zengindir.
C KATI
Temeldeki ana kayanın parçalanmasıyla oluşan iri kaya parçaları bulunur. Toprak oluşumu henüz tamamlanmamıştır.
D KATI
Ana kayanın bulunduğu kattır.


Toprak Tipleri

A. Azonal (Taşınmış) Topraklar
Dış kuvvetler tarafından aşındırılan toprakların başka yerlerde birikmesiyle oluşan topraklardır.
Bu toprakların oluşumunda iklim koşullarının etkisi görülmez.
Tabakalı bir yapıya sahip değildirler.
Not: Taşınmış toprakların ortak özelliği verimli olmalarıdır.
1. Alüvyal 
Akarsuların aşındırdığı toprakları eğimin azaldığı yerde biriktirmesiyle oluşan topraklardır.
Geniş tabanlı vadilerde, ovalarda ve deltalarda yaygındır.
Çukurova, Gediz, Çarşamba vb. 
2. Lös
Rüzgarların aşındırdığı toprakları eğimin azaldığı yerde biriktirmesiyle oluşan topraklardır.
Kurak ve yarı kurak bölgelerde yaygındır.
Türkiye’de lös toprakları bulunmaz.
3. Moren (Buzultaş)
Buzulların taşıdığı malzemeleri erime bölgelerinde biriktirmesiyle oluşan topraklardır.Kutup kuşağında ve yüksek dağlık arazilerde görülür.
Türkiye’de moren toprakları bulunmaz.  
4. Kolüvyal
Dağ yamaçlarından aşındırılan malzemelerin dağ eteklerinde birikmesiyle oluşan topraklardır.
5. Litosol
Kolüvyal depolarda ince taneli toprakların taşınması sonucunda geride kalan taşlı topraklardır.
6. Regosol
Volkanik arazilerdeki kolüvyal depolar üzerinde oluşan kumlu topraklardır.

B. İntrazonal (Anakayanın Etkisiyle Oluşan) Topraklar
Oluşumunda yer şekilleri ve ana materyal etkilidir.
Yalnızca, A ve C horizonları vardır.


1. Kumlu Topraklar
Gevşek yapılı volkanik araziler ve başkalaşım kayaları üzerinde oluşur.
2. Tuzlu (Halomorfik) Topraklar
Kurak ve yarıkurak bölgelerde, yer altı sularıyla eriyik halde gelen çeşitli tuz ve karbonatların, suyun buharlaşmasıyla toprağın yüzeyinde veya çeşitli derinliklerde birikmesiyle oluşur.
Halomorfik topraklar olarak adlandırılan bu toprakların yüzeyinde tuzdan oluşan beyaz bir kabuk görülür.
3. Hidromorfik (Bataklık) Topraklar
Bataklık, sazlık ve taban suyu seviyesinin yüksek olduğu yerlerde görülür.
4. Kalsimorfik (Killi - Kireçli) Topraklara. Kireçli (Rendzina) Toprak
Kireç bakımından zengin olan killi kireçli göl tortulları veya yumuşak kireç taşlarının bulunduğu yerlerde oluşan topraklardır. 
b. Killi (Vertisol) Toprak
Kısmen kireçli ana materyal üzerinde oluşan topraklardır.
Kurak dönemde çatlayan ve yağışlı dönemde şişerek alt kısımlardaki taşları yüzeye çıkardığı için bu topraklara Anadolu’da taş doğuran topraklar adı verilir.

C. Zonal (İklimin Etkili Olduğu) Topraklar
Bir bölgede etkili olan iklim koşulları ile doğal bitki örtüsüne göre oluşmuş topraklardır. İkiye ayrılır:
1. Nemli Ve Yarı Nemli Bölge Toprakları
2. Kurak Ve Yarı Kurak Bölge Toprakları

1. Nemli Ve Yarı Nemli Bölge Toprakları
a. Laterit
Sıcak ve nemli olan Ekvatoral bölgenin toprağıdır.
Demiroksid bakımından zengin olduğu için kiremit kırmızısı rengindedir.
Toprağın aşırı yıkanmasına bağlı olarak tuz, kireç ve humus oranı azdır.
Doğu Karadeniz Bölümü’nde laterit türü (lateritleşmiş) topraklara rastlanabilmektedir.
b. Terra Rossa (Kırmızı Topraklar)
Akdeniz iklim bölgelerinde kireç taşları üzerinde oluşan topraklardır.
Demiroksid oranı fazla olduğundan kırmızı renklidir.
Türkiye’de, Akdeniz Bölgesi ile Kıyı Ege ve Güney Marmara’da yaygın olarak görülür.
c. Kahverengi Orman Toprakları
Ilıman Okyanusal iklimin toprağıdır.
Geniş ve karma yapraklı ormanlar altında oluşur.
Tuz ve kireç oranı azdır.
Humus bakımından zengindir.
Batı Avrupa ve Batı Kanada kıyılarında görülür.
Türkiye’de Karadeniz kıyılarında görülür.
d. Podzol Topraklar
Orta Kuşak’ta kurak ve yarıkurak bölgelerde görülen topraktır.
İğne (tayga) yapraklı ormanların altında oluşur.
İskandinavya ve Sibiryanın güneyinde görülür.
Tuz, kireç ve humus bakımından zengindir.
Özellikle Karadeniz’in yüksek kesimlerinde görülür.
e. Tundra Topraklar
60° - 70° enlemleri arasında, Tundra ikliminin görüldüğü yerlerde oluşan topraklardır.
Yılın büyük bir bölümünde (10 ay) donlu halde bulunan bu topraklar, kısa süren yaz mevsiminde üst kısmındaki buzulların çözülmesiyle çamur haline gelir.
Kanada,Rusya ve İskandinavya ülkelerinin kuzey kıyılarında görülür.
Humus bakımından fakirdir.

2. Kurak Ve Yarı Kurak Bölge Toprakları
a. Çöl Toprakları
Kurak iklim bölgelerinde oluşan topraktır.
Buharlaşmanın şiddeti ve yağışın çok az olması nedeniyle toprakta tuz ve kireç oranı çok fazladır.
Humus bakımından fakirdir.
b. Kestane ve Kahverengi Bozkır (Step) Toprakları
Orta Kuşak’ta Karasal iklimin görüldüğü bölgelerde oluşan topraklardır.
Yıkanma az olduğundan topraktaki tuz ve kireç oranı fazladır.
Humus bakımından fakirdir.
Tahıl tarımı için en elverişli topraktır.
Türkiye’de en fazla İç Anadolu Bölgesi’nde görülür.
c. Çernezyom (Kara Topraklar)
Orta Kuşak’ta yarı nemli Sert Karasal iklim bölgelerinde oluşan topraktır.
Humus bakımından çok zengindir.
Dünya’nın en verimli topraklarından biridir.
Rusya’nın güneyinde, Ukrayna, Romanya, Kanada, ABD, Arjantin ve Avustralya’da görülür.
Türkiye’de Erzurum-Kars platolarında 1600 – 2000 metre yükseltileri arasında görülür.
Erozyon
Toprağın üst kısmının akarsu ve rüzgâr tarafından süpürülmesine erozyon denir.
İkiye ayrılır:
a. Akarsu Erozyonu
Akarsuların akış hızına bağlı olarak oluşur.
Eğim arttıkça akarsu erozyonuda artar.
b. Rüzgâr Erozyonu
Özellikle kurak ve yarıkurak iklim bölgelerinde görülür.
Bitki örtüsünün cılız veya hiç olmadığı yerlerde etkisi fazladır.
Ortak Özellikleri
Bitki örtüsünün cılız veya hiç olmadığı yerlerde etkilerinin fazla olmasıdır.

1. Erozyonu Oluşturan Etkenler
a. Doğal Bitki Örtüsünün Tahrip Edilmesi
Bitki kökleri toprağı tutarak korur.
Akarsu ve rüzgârların hızını keserek erozyonu engeller.
Bu nedenle doğal bitki örtüsünün tahrip edilmesiyle erozyonun şiddeti artar.
Not: Erozyonun en önemli nedeni doğal bitki örtüsünün tahrip edilmesidir.
b. Eğim
Eğimli yamaçlarda özellikle akarsu erozyonu etkilidir.
c. İklim
Ani sağanak yağışlarla yüzeysel akışa geçen sular (sel suları) özellikle Kurak alanlarda erozyona neden olur.
Ayrıca;
Yağışların az olduğu, bitki örtüsünden yoksun kurak ve yarı kurak bölgelerde rüzgar erozyonu etkilidir.
d. Arazinin Yanlış Kullanılması
Araziler, eğim, iklim ve toprak özelliklerine göre sınıflandırılarak amaçlarına uygun olarak kullanılmalıdır.
Arazinin yapısına uygun kullanım olmadığında erozyon  hızlanır.
Eğimli yamaçlarda tarım alanı açmak, Toprağı eğim yönünde sürmek, Toprağın yanlış işlenmesi gibi uygulamalar erozyona neden olur.

2. Erozyonun Sonuçları
Toprak örtüsü incelir ve zamanla ortadan kalkarak ana kaya ortaya çıkar.
Doğal dengesi bozulan bazı sahalarda bitki ve hayvan türleri yok olur.
Tarım alanlarında tarımsal verim ve tarımsal üretim azalır.
Çayır ve mera alanları azalır.
Kırsal kesimlerden kentlere göç meydana gelir.
Akarsularda taşınan malzemelerin artmasıyla baraj gölleri alüvyonlarla vaktinden daha erken dolar. Bu nedenle, barajların kullanım ömrü kısalır.
Bitki örtüsünden yoksun,verimsiz araziler oluşur.
Dağlık sahalarda kaya düşmesi artar.
Not: Barajlar çevresinde erozyonu azaltmak için ağaçlandırma yapmak gerekir.

3. Erozyonu Önleme Yolları
Araziler amacına uygun kullanılmalıdır.
Doğal bitki örtüsü ve ormanlar korunmalıdır.
Eğimli yamaçlar taraça. (basamak, seki) ve ağaçlandırılmalıdır.
Tarlalar eğime dik sürülmelidir.
Meralarda aşırı ve erken otlatma yapılmamalıdır.
Ormanlar tarım alanı haline dönüştürülmemeli ve orman içinde hayvan (kıl keçisi vb.) otlatılmamalıdır.
Nadas yöntemi yerine nöbetleşe ekim yapılmalıdır.
Hasattan sonra anız yakılmamalıdır.
Rüzgâr erozyonuna karşı, rüzgârın hızını kesen çitler yapılmalıdır.
Toprağa otsu bitkiler ekilmelidir.

Heyelan (Yer Kayması)
Yamacın toprakla birlikte kütleler halinde kaymasına heyelan (yer kayması) denir.
1. Heyelanı Oluşturan Etkenler
a. Yağış
Yağışın fazla olduğu yerlerde, toprak içine sızan sular toprağın kayganlaşmasına ve ağırlaşmasına neden olur.
Bu nedenle, yağış miktarı arttıkça heyelan riski de artar.
b. Eğim
Eğim arttıkça yerçekiminin etkisi artar.
Bu durum heyelan oluşumunu hızlandırır.
c. Arazinin Yapısal Özellikleri
Killi tabakalar su altında şişer ve kayganlaşır. Bu nedenle killi tabakaların bulunduğu yerlerde heyelan riski fazladır.
d. Tabakaların Uzanış Doğrultusu
Tabakalar eğime dik uzanırsa heyelan riski az, eğime paralel uzanırsa heyelan riski fazla olur.
e. İnsan Etkisi
İnsanların çeşitli nedenlere bağlı olarak yol, tünel ve baraj yapması yamaçların eğimini bozar.
Bu durum sonucunda yamacın doğal dengesi bozulduğu için heyelan riskini arttırır.
Türkiye’de heyelan olayları en çok Karadeniz Bölgesi’nde görülür.
Bu durumun nedeni;
Yağış miktarının fazla olması,
Arazinin gecirimsiz olması,
Toprakların killi yapıda olmasıdır.
Karadeniz’de yağışlar en fazla sonbahar mevsiminde görülmesine karşın heyelan en fazla ilkbahar mevsiminde görülür.
Bu durumun nedeni;
Kar erimesiyle toprağın suya doygun hale gelmesidir.

2. Heyelandan Korunma Yolları
Yamaçlarda suyun kolayca akmasını sağlayan kanallar açılması,
Eğimin fazla olduğu yamaçlarda ve yol yapılan yamaçlarda istinad (koruma) duvarlarının yapılması,
Eğimli yamaçlarda yerleşim birimlerinin yapılmaması gerekir.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder